Günümüzde BT altyapılarında felaket kurtarma (disaster recovery) ve veri kaybı birbirinden ayrı düşünülemez hale geldi. Elbette veri kaybı yaşamadan da bir felaket senaryosu atlatılabilir, ancak bir felaket kurtarma planı olmadan yaşanacak veri kayıpları, kurumlar için ciddi riskler yaratır.

Veri kaybının nedenleri arasında siber saldırılar, altyapı arızaları, doğal afetler ve en çok da insan hataları yer alır. Verizon’un Veri İhlali Raporu’na göre, tüm ihlallerin %82’sinde insan faktörü etkili. Sosyal mühendislik saldırıları, kullanıcı hataları ve yanlış yapılandırmalar, veri kayıplarının temel tetikleyicileri arasında.

Bu yazıda, veri kaybı ile felaket kurtarma arasındaki ilişkiyi ele alıyor, veri kaybının başlıca nedenlerini inceliyor ve kurumlara özel güçlü bir felaket kurtarma stratejisi geliştirmenin yollarını paylaşıyoruz.

Veri Kaybına ve Kesinti Süresine Neden Olan Başlıca Etkenler

Zararlı Yazılımlar (Malware)

Her gün yüz binlerce yeni zararlı yazılım ve istenmeyen uygulama keşfediliyor. Bu saldırıların çoğu doğrudan veri kaybına yol açmasa da, sistemlere zarar verebilecek yeterlilikte. Sürekli büyüyen tehdit yüzeyi karşısında felaket kurtarma planlarının artık teoride kalmaması, pratiğe dökülmesi gerekiyor.

Fidye Yazılımları (Ransomware) ve Çift Tehdit

Gartner, 2025’e kadar fidye yazılımı saldırılarının %700 oranında artacağını öngörüyor. Daha da önemlisi, Forrester araştırmasına göre kurumların sadece %25’i böyle bir saldırıdan sonra verilerinin %75’inden fazlasını geri getirebiliyor.

Çift tehdit (double extortion) olarak adlandırılan saldırılarda, yalnızca veriler şifrelenmekle kalmıyor, aynı zamanda dışarı sızdırılarak ifşa edilmekle tehdit ediliyor. Bu durum, sadece yedekleme yapmanın yeterli olmadığını; yedeklerin erişilebilir, güvenli ve gerekiyorsa anlamsız hale getirilebilir olması gerektiğini gösteriyor.

Kapasite Sınırları ve Planlama Zorlukları

İster yerinde veri merkezi kullanılsın, ister bulut altyapısına geçilsin ya da hibrit bir yapı tercih edilsin; kapasite planlaması yapılmadığında hem operasyonlar hem de yedekleme süreçleri risk altına giriyor. BT yöneticileri performans, bütçe ve güvenlik arasında denge kurarken, her bileşenin ihtiyaç duyduğu kaynakları doğru tahmin etmek kritik önem taşıyor.

Sistemsel Hatalar ve Platform Arızaları

BT altyapısındaki tekil bir bileşenin çökmesi, birbirine bağlı sistemlerde domino etkisi yaratabilir. Bir platformdaki arıza, farklı bir platformun çalışmasını da doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, sistemler arası bağımlılıkların iyi analiz edildiği bir felaket kurtarma planı oluşturulmak gerekir.

Yetkisiz Erişim ve Zayıf Güvenlik Önlemleri

“Sıfır Güven” (Zero Trust) yaklaşımı artık gerçek bir zorunluluk. Kullanıcılara yalnızca ihtiyaç duydukları kadar erişim hakkı verilmesini savunan “asgari ayrıcalık ilkesi”, hem veri kayıplarını hem de yetkisiz değişiklikleri azaltır. Özellikle dışarıdan gelen tehditlerin yanında içeriden gelen kötü niyetli erişimlerin de önlenmesi elzemdir.

İnsan Hataları

Yanlışlıkla silinen dosyalar, yanlış yapılandırmalar, güncelleme sırasında yaşanan aksaklıklar, unutulan erişim hakları… Tüm bunlar veri kaybına neden olabilir. En gelişmiş teknolojik altyapılarda bile kullanıcı hataları ciddi tehdit oluşturmaya devam ediyor.

Doğal Afetler

Doğal afetler, teknoloji dışı ama etkisi büyük bir risk faktörüdür. Fiziksel veri merkezleri yangın, sel, deprem gibi durumlara karşı korunmalı; bu tip senaryolar felaket kurtarma stratejilerinde mutlaka yer almalıdır.

Felaket Kurtarma Neden Bu Kadar Kritik?

Her felaketin ortak noktası şudur: Hazır olmadan yakalanmak. Kurumların bu riskleri yönetebilmesi için aşağıdaki sorulara net yanıtlar verebiliyor olması gerekir:

  • Yedekleme stratejiniz var mı?

  • Hangi riskleri kapsıyor ve hangi iş hedeflerini destekliyor?

  • Kurumdaki ilgili paydaşlar sürece dahil oldu mu?

  • Plan dokümante edildi mi ve erişilebilir mi?

  • Test edildi mi?

Felaket kurtarma stratejisi iş sürekliliği anlayışının somut bir ifadesidir.

İşe Yarar Bir Felaket Kurtarma Planı Nasıl Geliştirilir?

1. Envanter Çalışması ile Başlayın

Tüm sunucular, uygulamalar, veri havuzları, erişim noktaları, switch’ler ve bağlı olduğu bileşenlerin listesi çıkarılmalı. Her varlığın bağımlılıkları ve fiziksel/logik konumu net bir şekilde belgelenmelidir.

2. Risk Analizi Yapın

Hangi varlık, hangi senaryoda devre dışı kalabilir? Bu durumda iş üzerindeki etki ne olur? Kritik zayıflık noktalarını belirlemek, öncelikleri tanımlamak açısından elzemdir.

3. Kritik Uygulama ve Verileri Sınıflandırın

İş birimleriyle birlikte çalışarak hangi uygulama ve veri setlerinin daha kritik olduğunu belirleyin. Farklı kurtarma hedefleri için farklı kategoriler oluşturun. Bazı sistemler birkaç saatlik kesintiyi tolere edebilirken, bazıları için birkaç dakikalık duraksama bile kabul edilemez olabilir.

4. Kurtarma Hedeflerini Belirleyin (RTO & RPO)

  • RTO (Recovery Time Objective): Sistemlerin ne kadar sürede yeniden çalışır hale gelmesi gerektiğini tanımlar.

  • RPO (Recovery Point Objective): Ne kadar veri kaybı tolere edilebilir? Örneğin bir e-ticaret sitesinin müşteri siparişleri için RPO’su dakikalarla sınırlı olabilir.

5. Uygun Araç ve Teknikleri Seçin

Kritik veriler için sürekli veri koruma (CDP) gibi yüksek seviyeli yedekleme çözümleri tercih edilmelidir. Ancak bu sistemlerin maliyetleri de göz önüne alınarak denge kurulmalıdır.
Verilerin coğrafi olarak farklı bir lokasyona (tercihen 40 km ve üzeri) yedeklenmesi önerilir.

6. Paydaş Katılımını Sağlayın

BT dışındaki birimlerin de sürece dâhil olması gerekir. Bir felaket anında hangi uygulamanın ne kadar önemli olduğu, yalnızca teknik bir değerlendirme ile belirlenemez.

7. Planı Dokümante Edin ve Ekiplerle Paylaşın

Kurtarma planı yalnızca yazılı olmakla kalmamalı; tüm ilgili ekiplerle paylaşılmalı ve acil durumda kolayca erişilebilir bir şekilde saklanmalıdır.

8. Tatbikatlar Yapın

Planı test etmek, teorideki eksikleri pratikte görmek açısından kritik. Periyodik olarak yapılan senaryo simülasyonları, kurumun hazırlık seviyesini artırır.

9. Planı Güncel Tutun

İş gücü, donanım, yazılım ve operasyonel değişiklikler, felaket kurtarma planını etkiler. Planın yılda en az bir kez gözden geçirilmesi önerilir.

Quest’in Benzersiz Recovery Çözümünden Quasys Danışmanlığıyla Yararlanın

Veri kaybı yalnızca operasyonel bir problem değil; itibar, müşteri güveni ve gelir kaybı açısından da ağır sonuçlar doğurur. Etkili bir felaket kurtarma stratejisi, yalnızca sistemleri geri getirmek için değil, tüm iş sürekliliğini güvence altına almak için gereklidir.

Quasys olarak, müşterilerimizin BT altyapılarını sadece bugünün tehditlerine karşı değil, gelecekteki olası felaket senaryolarına karşı da dayanıklı hale getirmek için çalışıyoruz. Akıllı kurtarma planları, otomasyon destekli yedekleme çözümleri ve iş birimlerine özel stratejilerle veri kaybının önüne geçmek mümkün. Bunu en iyi çözüm ve en iyi uzmanlıkla yaparak riski minimuma indirmek için bize her zaman info@quasys.com.tr’den ulaşabilirsiniz.

Yorumlar kapalı.